Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Uluslararası İntiharı Önleme Derneğinin bir girişimi olarak 2003 yılından bu yana dünyada intihar olgusu konusunda farkındalık yaratmak ve intihar eğilimi olan bireylerin yardım almalarını kolaylaştırmak amacıyla 10 Eylül tarihini Dünya İntiharı Önleme Günü olarak ilan etmiştir.
DSÖ, 2015 yılında Dünya’da 800.000 kişinin intihar sonucu öldüğünü bildirmiştir. Bu sayı dünyada her 40 saniyede bir kişinin intihar sonucu yaşamını kaybettiğini göstermekte ve 2030 yılında bu sayının dünyada bir milyonun üzerine çıkacağı öngörülmektedir. İntihar girişimleri ise bu sayının yaklaşık 10-20 katı olarak ifade edilmektedir. Türkiye İstatistik Kurumu 2022 yılında Türkiye’de kaba intihar hızının yüz binde 4,88, intihar sonucu yaşamını kaybeden kişi sayısının ise 4.146 olduğunu bildirmiştir.
İntihar her ne kadar bireysel bir davranış, kişinin bulunduğu ve yaşadığı çevreyi etkileyen bir olgu gibi görünse de sonuçları itibarıyla toplumu etkileyen, geride kalan insanlar üzerinde uzun süre kalıcı etkileri olan yıkıcı bir eylemdir. Yaşamını kaybedenlerin yakınlarının yaşadığı ruhsal acı da düşünüldüğünde, intihar toplumun önemli bir kısmını etkileyen önemli bir halk sağlığı sorunu olarak değerlendirilmektedir.
Genetik, psikolojik, sosyal ve kültürel birçok değişkene bağlı olarak gelişen intihar büyük ölçüde ruhsal hastalıklar zemininde ortaya çıkan bir davranıştır. Bu nedenle ruhsal hastalıkların erken dönemde saptanması ve intihar riski olan bireylerin uygun şekilde tedavi edilmesi önemlidir. Ancak toplum tarafından intihara ve ruhsal sorunları olan bireylere yönelik sergilenen olumsuz davranışlar ve damgalama tutumları, söz konusu bireylerin yardım talebinde bulunmasına ve uygun ruh sağlığı hizmetlerine ulaşımına engel oluşturmaktadır. Toplumun her bireyinin bu konuda bir sorumluluğu bulunmaktadır. İntihar ve ruhsal hastalıklar konusunda kendi önyargılarımızın farkında olmak, çevremizdekileri bu konuda bilgilendirmek ve geliştirmek, intihar riskinin arttığı durumları öğrenmek ve duruma yönelik tehlike sinyallerinin algılanması durumunda kişileri uygun hizmetlere yönlendirmek hepimizin sorumluluğu olmalıdır.
İntiharın önlenebilir bir eylem olduğu unutulmamalıdır. İntihar davranışı için risk taşıyan kişilerin önceden saptanması, gerekli değerlendirme ve müdahalelerin zaman kaybetmeden yapılması bu nedenle oldukça önemlidir.
Uz. Dr. Ertuğrul GÜNER
Zonguldak İl Sağlık Müdürlüğü
Broşür Ön Yüz.docx
Broşür Arka Yüz.docx